Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe…

Kışın sert geçtiği coğrafyalarda yaşayan toplumlar, baharın gelmesini hasretle beklerler. Kışın sert koşulları, biriktirilen erzakların tükenmesi, şiddetli soğuk gibi çileler onların bahara olan nevruz bayramıözlemini biraz daha arttırır. Baharın başlaması da, o toplumlarda adeta bir bayram sevinci yaratır.
Özellikle Orta Asya Türk devletleri, İran ve Mezopotamya’da yaşamış medeniyetler; baharın başlangıcına, yani Nevruz‘a büyük önem vermişlerdir. Çünkü bu toplumlar kışın zorluklarını fazlasıyla yaşamışlardır. Onun için Nevruz; Türkler, Kürtler, Farisiler ve yine bu toplumlardaki eski inanışlardan Zerdüştlük, Paganizm ve Şaman inancına mensup olanlar açısından ayrı bir yere sahiptir. Öyle ki; bu toplumların her biri Nevruz’a ayrı bir anlam yüklemiş ve Nevruz’un kutsiyetini arttırmak için bir takım efsaneler uydurmuşlardır. Hatta bugün bile, bu inanışların etkisi, kendisini Nevruz kutlamalarında hissettirmektedir. Ateş yakıp, etrafında eğlenceler düzenlemek bunlardan biridir. Zira ateşe tapan Zerdüştler de böyle yaparlardı. Kışın yaşanmadığı ya da çok fazla hissedilmediği; Arap Yarımadası, Karadeniz kesimleri, Güneydoğu Asya gibi yerlerde yaşayan toplumlarda ya da, yaz ile kış arasında bahar mevsiminin belirgin bir şekilde yaşanmadığı Avrupa ve Kuzey Amerika gibi yerlerdeki toplumlarda, Nevruz çok fazla bir anlam ifade etmez. Dolayısıyla; Kürtlerdeki, neslin yok oluşunu engelleyen hikayenin anlatıldığı “Demirci Kawa” Türklerdeki, demirden dağı eritip kurtuluşu erişme hikâyesinin anlatıldığı “Ergenekon” gibi Nevruz efsanelerine bu tür toplumlarda rastlanmaz.

Bir Yenilenme Eylemi

Baharın başlangıcı, eski Orta Asya toplumlarındaki takvimlerde, yılın ilk günü sayılır ve Nevruz diye ifade edilirdi. Farsça kökenli bir kelime olan Nevruz; yeni anlamında “nev” ve gün anlamında “ruz” kelimelerinin birleşiminden oluşmuş olup “Yeni Gün” manasına gelmektedir. Bahar kelime manasının ötesinde, yapmış olduğu çağrışımlar neticesinde yeniliği ifade eder duruma gelmiştir. Mesela; geç gelen bir mutluluk ya da yeniden bir başlangıca “ikinci bahar” denilmiştir. Aynı şekilde alışılmışın dışında yapılan yenilikler için de kimi zaman bahar kelimesi kullanılmıştır. Mesela: mağrip ülkelerinde yıllardan beri süren tek adamlı yönetimlere karşı başlatılan isyanlar “Arap Baharı” diye isimlendirilmiştir. Velhasıl bahar; başlangıcı ifade etmektedir ve en nihayetinde “Her bahar bir çiçekle başlar.

navruzBirçok toplulukta, farklı şekillerde asırlardan beri kutlanan Nevruz’u; İran, Afganistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan milli bayram olarak kutlamaktadır. Ülkemizde ise 1995’ten beri bayram olarak kabul edilmekte ve 21 Mart’ta düzenlenen etkinliklerle kutlanmaktadır. Türkiye’de özellikle Kürt siyasalı Nevruz’a büyük önem vermekte ve daha çok doğu illerinde coşkulu programlarla kutlamaktadır. Yapılan bu kutlamalar Nevruz’u, ideolojik bir atraksiyon haline getirmiştir. Kürt siyasal  Nevruz’a yüklediği anlamda, tıpkı “Demirci Kawa” efsanesinde olduğu gibi bugün de Kürtlerin yok edilmeye çalışıldığını, sistem tarafından organizeli bir şekilde asimilasyona tabi tutulduğunu vurgulamaktır. Onun için yapılan kutlamalarda: bu asimilasyon politikası karşısında Kürtlerin boyun eğmeden, kararlı bir şekilde direnmeleri noktasında motive edilmesi amaçlanmaktadır. Bu yönüyle Nevruz, Kürt siyasalı tarafından kendi sempatizanları arasında bir sinerji oluşturmak maksadıyla sembolleştirilmiştir. Nasıl ki, sosyalistler 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda yapılan kutlamaları bir araya gelmeleri amacıyla sembolleştirmiş; nasıl ki ulusalcılar Cumhuriyet Bayramı’nı Kemalist ideolojinin kutsal günü haline getirip, motivasyonları için adeta bir ritüele dönüştürmüşse; ayni şekilde Kürt siyasalı da Nevruz’u bir araya gelme ve motivasyon maksadıyla sembolleştirmiştir. Maalesef sembol günlerde yapılan, bu ideolojik buluşmalar; bir kesimi yüceltirken, geriye kalanları ötekileştiren bir yapıda tezahür etmektedir. Yani aynı coğrafyada yaşayan insanları bile ayrıştırmaya yöneliktir.

Son yıllarda Kürt siyasalı Kürtlerin insani haklarının mücadelesini vermek yerine, doğu illerinde otoriteyi sağlamak adına bir baskı unsuruna dönüşmüştür. Kürt siyasalının “Ya benimlesin ya karşımda” psikolojisi, Nevruz kutlamalarını da ötekileştiren ve ayrıştırıcı bir şenlik haline dönüştürmüştür. Yeniden canlanmaya başlayan doğanın insanlara sunduğu bolluğu, bereketi, sevgiyi, kardeşliği, paylaşmayı ve dostluğu simgeleyen Nevruz; maalesef ülkemizde adeta kutuplaşmanın bir sembolü durumuna gelmiştir.

Ahmet Kaya’nın seslendirdiği parçada Korkmazgil’in belirttiği gibi;

Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe…