Hayata B/Akış Açımız

Hayata bir defa geliyoruz bu doğru.

Ama ne yazık ki bu doğruya birçok yanlış karıştırıyoruz. Ye, iç, gül eğlen, keyfine göre takıl, “üç günlük dünya” değil ne yazık ki. Üç yanlışın bir doğruyu götürdüğü kritik sınavlar sonucunda belirliyoruz geleceğimizi. Kimimiz “Ya tutarsa!” diyerek attığı cevaplar yüzünden doğru sayısını düşürerek veda ediyor hayallerine, kimimizse “Bahtıma ne düşerse!” düşüncesinde.

Ya tutarsa diyenler kazanamıyor oysaki hayallerine ve hedeflerine emin adımlarla yürüyenler ulaşabiliyor sadece. Tesadüfen doktor olmuş birini gördünüz mü hiç? Sırf karizması yerinde diye birini işinizin başına geçirir miydiniz?

Günümüzde çoğu kişi filozof olmuş, bilgece laflar ediliyor. Bakıyorsunuz ki ağzı pek iyi laf yapıyor. Sonra icraatlara bakıyorsunuz şaşıp kalıyorsunuz çoğu defa “Böyle usta konuşan biri nasıl olurda boş bir hayat yaşar, başarılı olamaz” diye. Tam da bu şaşkınlık anında “Lafla peynir gemisi yürümez.” sözü imdadımıza yetişiyor.

Hımmmm…. Diyoruz.

Bu “hımmm” ile bizde bilgeleşiyoruz böylece.

Bilgeliğimiz bir köşede duruversin biz hayatın gerçeklerine geri dönelim.  “Ya tutarsa” diyorduk. Tutmuyor maalesef. Kıyısından köşesinden isabet edebiliyor evet ama bu da bizim istediğimiz sonuç ve başarı olmuyor. En önemlisi de planlanmadan gelen başarı mutluluk vermiyor, kalıcı olmuyor. Bedelsiz başarı gönülde yer etmiyor. Gelip geçer hevesli ve hep daha fazlasına göz diken bir insan modeli çıkıyor ortaya bu durumda da.

Mutlu olmak, hayallerimizi yaşamak mı istiyoruz? Yolumuzu ona göre çizelim o zaman. Amasya’dan İstanbul’a gitmek isteyen biri batıya doğru ilerlemeli, doğuya doğru ilerlese, hani çok da çile çekse bu yolda, sonuç değişmez, varacağı yer ancak Erzurum olur. Sonra da hayıflanıp durur “Benim bu soğuk ellerde ne işim var, ben İstanbul’a gidiyordum” diye.  Hani diyorum ki birazcık akıl bir de bilgi bizi doğruya götürür. Saf bir iyi niyet yeterli olmuyor ne yazık ki. Ve sonuca, mutluluğa ulaşmak için bolca sabır bir de.

Sabır mutluluğun anahtarıdır, başarının can yoldaşıdır. Etrafıma bakıyorum ki hakikaten çilesiz başarılar ne yazık ki yer etmiyor gönülde, hayatımıza anlam katamıyor.

Her şey çok güzel olacak demek başını kuma gömmek olur sadece, bu yüzden böyle bir iddiada bulunamam. Sadece diyebilirim ki erdemli insan, hayallerinin peşinde koşarken sızlanmayan insandır. Çalışan çabalayan, planlayan insandır. Emek sarf eden ve ortaya gönlünü koyan insandır. Şunu samimiyetle söylüyorum ki dostum, gönül olmadan ne yaparsan ya da ne yaşarsan yaşa asla mutlu olamazsın.

Gönlünü ortaya koy ve alın terinle koş hayallerinin ardından. Olmuyor diye sızlanıp durma, olmuyorsa bir eksiğin var demektir mutlaka. Eksiklerini gör önce sızlanıp yakınma…
Koşmaya devam, elbet yakalayacaksın.

Hayata bir defa geliyoruz bu doğru ama provası da yok. Elden kaçan hiç bir fırsatın ve acıların da telafisi yok. İşte bütün sır burda.
“Bunda olmadı, bir dahakine” diyemeyeceksin.