Ergin Borobey’in kaleminden…

Yazacak, açıklanacak çok şey var aslında, hangi sıkıntılardan girelim bilmiyorum ama bir yerden giriş yapalım. Konumuz Erzincan, batıda küçük şehir ama yolunuz doğuya düşerse sorunlar hayli büyük. Bu yazıyı kaleme alırken dolaylı yollardan bir şeyleri anlatmak yerine daha açık bir dil kullanmayı seçtik. Çünkü yazdıklarımızı anlaşılabilir bir şekilde sizlere aktarmaya ve sorunları detaylı bir şekilde kırıp dökmeden edebi mertebesinde anlatmaya ihtiyacımız var.

Kendini tekrar eden bir şehir !

erzincan belediyesi
Bir fotoğrafa ancak uzaktan bakarsanız her şeyi net bir şekilde görebilirsiniz. Erzincan’a uzaktan bakan birisi olarak şunu ifade edebilirim ki gelişim ve dönüşüm adına gözle görülür bir iyileşme yok. Önemli çalışmalar yok mu? Var tabi, o da Cansuyu projesi ki bu çalışmada emeği geçen herkese teşekkür etmek gerekir. Bunun dışında ne görüyorsunuz diye sorarsanız? Bilmiyorum, farklı şeyler görmek isterdim ama yok. Açıkçası bir şehrin sanayileşme sorunu varsa, o şehrin gelişiminde ciddi sıkıntılar var demektir. Ülkemizde sanayisi olmayıp gelişen şehirlerin kalkınma hamlesi turizm ile olmuştur. Erzincan’da turizm alanında atılacak adımlar sınırlı olsa da yapılacak pekâlâ çok şey var ancak bunların yapılabilmesi için uzun vadede hazırlanacak projelere ihtiyaç olduğu kadar bu projelerin hayata geçmesi için vizyon sahibi yöneticilere de ihtiyaç var. Peki, Erzincan’da böyle bir şey mümkün mü? En azından şuan ki hali ile bu mümkün gözükmüyor. Sebeplerini aşağıda maddeler halinde sıraladım.

Esnaf ve Şehir Ekonomisi

erzincan dörtyol
Her şey hemen hemen aynı, değişik bir şey yok. Değişen tek şey kişiler ve tabelalar. Bir işyerinin açılıp diğeri kapanması dışında olağanüstü bir durum yok. Açılan işyerleri genellikle ya elbise mağazası ya da cep telefonu mağazaları. Buna son zamanlarda restaurant ve kafe gibi yerler eklendi diyebilirim. Bu iyi mi kötü mü bilmiyorum ama bunlar dışında yeni bir keşif yok. Örneğin koca şehirde bir tane bile sahaf dükkânı yok, ya da kitap okuma kafesi diyelim biz buna. Olmaması da gayet doğal çünkü zaten kimsenin okumaya ihtiyacı yok; herkes her şeyin en iyisini biliyor. Geçenlerde bir arkadaşımla iftar sohbetindeydim; eskiler, çocukluk, dostlar derken konu hayatımıza geldi. Ben kendimden bahis açmadım sadece dinledim. Kendisi siyasete atılmış, ülke sorunlarından, İstanbul’dan şuradan buradan bahsetmeye başladı. Düşünün ki üzerine proje yazdığım ve yıllardır yaşadığım bir şehri oturduğu yerden yalan yanlış bilgilerle anlatıp bitirdi. Gülünecek durum ama ben üzüldüm. İnsanlar biraz olsun güç sahibi olunca neden siyasi mevkilere yönelip kendileri olma dışına çıkıyorlar anlamak güç. Kim siyasete atılsa, konuşmaları, hal ve hareketleri değişiyor. Kimsenin anlamlı bir kavgası yok. Yerine daha iyisini koyma telaşı yok. “Bu şehirde diğer herkesten farklı ne yapıyorsunuz?” diye soruyorum kimseden çıt yok…

Erzincan’ın Sözde Tanıtımı

erzincan feshane günleri
Geçtiğimiz aylarda Feshane Erzincan Günleri’ne Erzincan Valisi, Belediye Başkanı ve bazı yetkililer katılmış ama sadece yetkililer. Sadece yetkililer diyorum çünkü orada Erzincan’ın yerel basınından maalesef hiç kimse yok. Neden olmadığı konusuna gelince onu da Semih Peker bir yazısında detaylı bir şekilde anlatmış, kendisiyle görüşme fırsatım olmadı ama okuduğum kadarıyla durum hayli içler acısı. Düşünebiliyor musunuz? Feshane’de Erzincan günleri düzenleyeceksiniz ve Erzincan yerel basından hiç kimseyi bu organizasyona davet etmeyeceksiniz. Şaka gibi diyeceğim ama değil maalesef gerçek! İstanbul’da yaşayan Erzincan’lı bir yazar olarak bizler de hiç haberdar edilmedik, Erzincanlı olan pek çok sanatçı dostlarımız da aynı şekilde çağrılmamış. Yanlış bir anlama olmasın, derdimiz oraya çağrılmış olmak değil, lakin şahsen oraya pek çok sanatçı, sinemacı, yazar, edebiyatçı dostlarımızla katılabilir ve elimizden geldiği kadar ulusal alanda ciddi haber ve röportaj yaptırabilirdik ama bu mümkün olmadı. Semih Peker’in dediği gibi yetkililer kendileri çalıp kendileri oynamışlar…

Erzincan’ı nasıl tanıtacaksınız?

Peki, şimdi sormak lazım Erzincan’ı ne şekilde tanıtacaksınız? İstiklal caddesinde yürüyerek mi? Kameralar karşısında tulum peyniri yiyerek mi? Bol kahkahalı resmi pozlar vererek mi? Yazık gerçekten çok yazık! Tanıtım afişinde “Türkiye Tanıyacak” diyorsunuz ancak durum hiç de öyle değil. Erzincan’ı yönettiğini iddia eden yönetici arkadaşlarımızın vizyonsuz çalışmaları sayesinde Erzincan her alanda yerinde sayıyor. Her şey bir yana fikir alma, sorma, istişare etme gibi önemli eylemleri de yok sayıyorlar. Çünkü her şey biz iyi biliriz anlayışı benliklerine öyle yerleşmiş ki kimseye ihtiyaç duymuyorlar. Bize düşen yanlışları, hataları gücümüz yettiğince tespit edip uygun bir dille anlatmak, gerisi kendilerinin takdiri.

Erzincanspor nerede?

erzincanspor
Futbol eskiden sadece bir rekabet oyunuydu ama artık küreselleşerek global bir sektör haline geldi. Futbol, artık ülkelerin şehirlerin gelişiminde çok önemli bir rol oynuyor. Süper ligde oynayan bir şehrin gelişimi ile oynamayan bir şehrin gelişimi arasında dağlar kadar fark olduğunu söylemek mümkün. Konuya Erzincan açısından bakarsak durum çok vahim, zira bildiğim kadarı ile şehrimizin takımı amatör kümede. İlçe takımı ise maalesef 3. Ligde zor şartlarda mücadele veriyor. Bunun ekonomik, kültürel, sosyolojik pek çok nedeni var ama bütün bu sorunların temelinde yöneticilerimizin vizyonsuzluğu yatıyor. Erzincan Belediye Başkanı boynundaki Erzincanspor atkısı ile İstiklal’de birkaç tur atmış gerçi ama birinin ona bu işlerin atkı ile poz vererek yürümeyeceğini anlatmalı. Bütün kabahati Belediye başkanına yüklemek de doğru değil, değil diyorum çünkü artık futbol kulüplerini yönetmek küçük paralarla mümkün değil. Devasa bütçeli futbol takımları bile global sektörün içinde kaybolup gidiyor. Erzincanlı zengin yönetici ve işadamlarının bir araya gelip olaya el atması da yeterli olacak gibi değil. Şehrin belirli bir ekonomik gücünün olmaması, sanayisinin yerlerde sürünmesi gibi pek çok neden bu duruma ön ayak oluyor diyebiliriz.

Nasıl bir Erzincan ?

Ülke ekonomisi, ciddi bir devrim yaşıyor. Bu devrimin en önemli sacayağı sanayi ve teknoloji devrimi diyebiliriz. Bu şartlarda Erzincan ekonomisinin görece avantajlı olduğu sektörler yok denecek kadar az. Sanayi zaten yok, ancak stratejik sanayi planları ve turizm akışı çeşitli projeler çerçevesinde desteklenebilir. Örneğin Kemaliye ve Ergan projeleri Erzincan’ın dış dünyaya daha geniş yelpaze de açılmasında önemli katkı sağlayabilir. Bunun yanında Erzincanspor için uzun vadede bir kalkınma planı hazırlanıp hayata geçirilebilir. Acele etmeye gerek yok, her şey kalıcı bir zemin proje üzerine inşa edilirse zaten sorun kalmaz. Kalıcı projelerin hayata geçmesi zor ve sancılı olur, dahası bu projelerin arkasında durmak gerekir. Birkaç sene içerisinde sonuç almayı beklemek hayalcilik olur. İdarecilere gereken şey sabır ve kararlılıkla projelerin devamlılığını sağlamaktır, başarı ancak bu şekilde gelir…

Erzincan Havalimanı ve Otogarı

erzincan havalimanı
Diyorlar ki; Erzincan’a uluslararası havalimanı yapıldı, otogar şehir dışına taşındı filan. Evet, ama bütün bunlar zaten ihtiyaç dâhilinde yapıldı. Bunda eski Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım’ın katkısı büyük. Sayın Bakan olmasaydı yapılan yollar dâhil hizmetlerin çoğu iyi kötü yapılırdı belki ama bu kadar kısa sürede asla yapılamazdı. Havalimanı gerekliydi, Otogar da keza öyle. Ancak havalimanına hala bir belediye otobüsü yok ? Aldığım bir bilgiye göre Havalimanı Yoğurtlu Belediyesi sınırlarında olduğu için belediye kendi bünyesinden otobüs veremiyor. Ancak bu sorunun daha önceden düşünülüp çözümü yapılması gerekmiyor muydu? Yoğurtlu Belediyesi Erzincan’a ait değil mi ? Ortak bir çözüm bulup bu sorunun giderilmesi gerekiyor, umarım yetkililer bu sorunu çözme noktasında kısa sürede sonuç alırlar. Havalimanına dönecek olursak; eleştirmeyeceğim diyorum ama inmiş bir uçaktan çantamızı alabilmek için 45 dakikadan fazla süre bekledik! Dışarıda tek bir uçak var bekleyen yok, kalabalık hiç yok fakat orada beklememizin nedenini çözemedim. Dahası neden bu kadar uzun süre beklediğimizi soracak tek bir yetkili bile bulamadım.

Ergan Dağı Projesi ve Kayak Tesisleri

ergan dağı tesisleri
Ergan Dağı projesi ve Kayak tesisinde de durum aynı, proje ilerleyeceğine devamlı geriliyor. Turizm merkezi olması ve şehre katkı sağlaması için yapılan yatırım içe dönük politikalar yüzünden maalesef amacının dışına çıkmış durumda. Geçenlerde projenin web sitesine girdiğimde web site hizmeti durmuştu, sorunun kaynağı ise tesis yöneticilerinin işgüzarlığı. Bir turizm merkezini bakkal market gibi yönetmeye kalkarsanız olacağı budur. Plan, proje, istişare, tanıtım, özel pr çalışması olmadan Erzincan’a kimse gelmez. Erzincanlı kaç sanatçıyı bu tesise getirdiniz? Kaç haber yaptırdınız? Kaç kanalı çağırıp güzel bir şekilde ağırladınız? Batıya gidip kaç stand kurdurdunuz? Kaç bildiri dağıttınız? Çeşitli dillerde katalog ve teaser hazırlatıp kaç yerde yayınlattınız? Daha sayabilirim ama gerek yok! Soruyorum; bunlardan hangisini yaptınız?

Yanlış planlamalar

Şehrin gelişimi ve dönüşümü için yapılan çalışmaların çoğuna baktığımızda şehrin dokusu ile oynandığı hissine kapılmanız mümkün. Kentleşme dedikleri, bana sorarsanız betonlaşma eylemi şehirlerdeki mahalle kültürünü büyük oranda ortadan kaldırdı, yok etti. Bir şehrin geçmişi ile dokusu ile bu kadar acımasızca oynanmaz. Geleceğe ayak uyduralım derken geçmişimizi yok ediyoruz farkında bile değiliz. Yeni alanlar bulunup yeni binalar, apartmanlar inşa edilmesi gayet normal ancak var olanı yıkıp yerine tuhaf garabet binalar dikmenin açıklanabilir tarafı yok. Lafı eğip bükmeden açık bir şekilde söylemek gerekirse projeler rant amaçlı değil, şehrin dokusuna uygun şekilde hazırlanmalı.

Kişilerden kurtulmamız lazım

Erzincan’a hizmet adına yola çıkan herkes bunu kendi çıkarları doğrultusunda yapıyor. Ya da şehir içinde kendi kişisel ihtiraslarını, tanınmışlığını kullanıp bununla ekonomik istikbal mücadelesikoltuk sevdası veriyor. Hal böyle olunca da ortada kalıcı ne bir hizmet ne de proje oluyor. Ne kadar çok kazanırsam o kadar büyük olurum anlayışı, ya da ne kadar çok büyürsem o kadar çok para kazanırım anlayışı ile şehir bu şekilde heba olup gidiyor. Biri bir hizmet yapıyorsa mutlaka karşılığında bir şey bekliyor. En çok da siyasi beklentiler, daha açık olmak gerekirse Erzincan’ın ileri gelenlerinin çoğu siyasi ya da ekonomik istikbal için şehir içinde geçici bazı hizmetlere imza atıp bununla övünerek yerel basında şurada burada haber oluyor. Yetmedi bunu kullanarak siyasi bağlantılar edinip kendisine ekonomik çıkarlar sağlıyor…

Son olarak;
Oturduğu koltuğu hak etmeyen, yeteneksiz, bilgisiz, birikimsiz insanlar yerine, okuyan, araştıran, vicdanlı insanlara hepimizin ihtiyacı var. Sırf siyasi bağlantıları ve ekonomik gücü var diye insanlara hak etmediği görevleri verip onlardan şehre hizmet etmelerini beklemek hem şehre hem yaşayanlara büyük haksızlık. Amacı şehri ve insanları korumak değil koltuğu korumak olan vizyonsuz, koltuk sevdalısı insanların toplum liderliğinden uzaklaştırılmaları gerekir. Çünkü onlar hiçbir zaman kendi arzularıyla oturdukları koltuğu bırakmazlar…

Ergin BOROBEY
http://twitter.com/erginborobey